RSS
Mazeretim var,
Asabiyim ben
...

24.12.2009

Karanlıktakiler: Kendini unutmanın hikayesi...

Çağan Irmak'ın özenle dokuduğu, Erdem Akakçe ve Meral Çetinkaya'nın üzerine giydiği bir sanat eseri...
Issız Adam'ı solda sıfır bırakan.
İnsanın içini titreten.
Benim gibi kendini insanlardan soyutlamış birinin ruhunu yansıtan,film değil bambaşka bir şey.
Gülseren hanımın şizofrenliğinin gölgesinde kalmış olan Egemen;çift kişilikli bir hayat yaşamak zorunda kalıyor.Çaycı olduğu iş yerine takım elbise ile gidiyor.İşyerinde normal giyiniyor,dönerken tekrar annesinin ona yakıştırdığı kimliğe bürünüp evin yolunu tutuyor.
Gülseren hanıma da hak vermek lazım.Günışığından bile korkuyor.Haklı nedenleri var.
İnsanlardan kaçıyor.Soylu bir hayat yaşamış.Soyluluğun ne denli hayati olduğu aşılanmış.
Egemen, iki hayat arasında sıkışıp kalmış, aslında gayet sağlıklı fakat bir otistik gibi yaşayan biri...
Aşık oluyor.
Hem de patronuna.
Tabii ki karşılık alamıyor.
Bir kez daha kırılıyor.
Gülseren hanımın akla mantığa sığmayan hareketleri karşısında bi çare kalıyor.
Filmin sonunda anlıyorsunuz her şeyi.Gülseren hanımın dengesizliğini,Egemen'in yalnızlığını,teyzesi tarafından dışlanışını.
Son sahnelerde biraz rahatsızlık duyabilirsiniz.Çünkü kamera Gülseren'in gözünden yaşadıklarını gösteriyor.
Egemen,annesine ot doldurduğu sigaraları verdiğinde öldüreceğini düşündüm açıkçası.
Çağan Irmak,güzel bir taktik uygulamış.Bazı seyircileri rahatsız etse de Pavlov'un köpeği misali seyirciyi belli bir düzene alıştırıyor.Hemen ardından Egemen'in kalbinin kırılması sonucu film bambaşka bir yere çekiliyor.Seyirci tersköşe oluyor.
İşte orada filmin afişinde yazan cümleyi duyuyorsunuz: "Ölmek kolaydı ama; sen vardın."
Sözün özü şudur ki:insan kafayı yemişse sebebi vardır :)

1 yorum:

Profösör dedi ki...

Yaşamak için bahanelerimiz değil, bir sebebimizin olduğunu bilmeliyiz.

Yorum Gönder

Kaçmıyorum,
Kovala istediğin kadar.
Kadın olmak; dikenli acılar,
Hayatsa milyonlarca alyuvar.